HEP İNGİLİZCE
TAN
BERABER ELELE TAN MAVİ BEYAZ ÇOCUKTA FENERYOLU - KADIKÖY
EĞİTİM TAN MAVİ BEYAZDA BAŞLAR
TAN MAVİ BEYAZ ÇOCUK- KADIKÖY
DOĞRU TERCİH TAN MAVİ BEYAZ FENERYOLU KADIKÖY
EĞİTİM ÖNEMLİ DİYENLERİN TERCİHİ TAN MAVİ BEYAZ ÇOCUK
BİLİNÇLİ AİLELERİN TERCİHİ

EĞİTİME BAKIŞIMIZ

Kadıköy Feneryolundaki Tan Mavi-Beyaz Çocukevi’ nin eÄŸitim anlayışı maksimum çocuk mutluluÄŸu üzerine kurulmuÅŸ olup, mevcut tüm eÄŸitim program ve uygulamaları bu prensibe göre belirlenmiÅŸtir. Biz eÄŸitim faaliyetlerimizi klasik sistemlerle sürdürmekteyiz. Ancak tabii ki zaman zaman High Scope ve Montessori sistemlerinden de alıntılar yapılmaktadır. Özellikle bir çok çalışmalarımızda MARİA MONTESSORİ ‘ nin aÅŸağıda sıralanan ilkelerine öncelik veriyoruz. Emici zihin ve iÅŸleyiÅŸi, geliÅŸimdeki duyarlılık dönemleri, tekrarın önemi, önceden hazırlanmış bir çevrenin gerekliliÄŸi, çocuÄŸu iç disipline yönelten bir özgürlük anlayışı, dikkatin yoÄŸunlaÅŸması, çalışma ÅŸevki ve sevinci, çocuÄŸun toplumsal bir varlık olarak geliÅŸmesi.

Geleneksel eÄŸitim teorileri her zaman en geçerli yöntemler olmaktadırlar. Ancak çocuklarımız 21. Yüzyılda yaÅŸamaktadırlar. Farklıdırlar ve İhtiyaçları artmıştır. Bu kapsamda tabii ki yeni kuramlar ve yaklaşımlar da eÄŸitim programlarımızı yönlendirmektedirler.DANİEL GOLEMAN ‘ın ortaya çıkardığı EQ (DUYGUSAL ZEKA) bunların en önemlilerinden biridir. Duygusal zeka kendini harekete geçirebilme, aksiliklere raÄŸmen yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek doyumu erteleyebilme, ruh halini denetleyebilme, sıkıntıların düÅŸünmeyi engellemesine izin vermeme, umut besleme ile kendini gösterir. Herhangi bir uyarıya karşı gösterilecek tepki, akıl zihninden önce duygusal zihin tarafından algılanır. Duygusal zekayı; Peter Saovey ve John Mayer ‘’ Bir kiÅŸinin kendi yada baÅŸkalrının hislerini ve duygularını yansıtabilme onları ayırt edebilme ve kiÅŸini düÅŸüncesi ve eyleminde bu bilginin kullanılaması.’’

Dr. Reuven Bar –On ‘’ bir kiÅŸinin çevresel baskılarla ve isteklerle baÅŸa çıkmak için baÅŸarılı olma yetisinde; Duygusal, kiÅŸisel ve sosyal yeteneklerinin bütünü’’

Daniel Goleman ‘’ kiÅŸinin  kendi duygularını anlaması baÅŸkalrının duygularına empati beslemesi, duygularını yaÅŸamı zenginleÅŸtirecek biçimde düzenleyebilmesi yetisi ‘’olarak  tanımlamışlardır. Tanımlardan da  anlaşıldığı gibi duygusal zeka insan iliÅŸkilerimizi kolaylaÅŸtıran sosyalleÅŸmemizi hızlandıran bir faktördür. Golemana göre EQ insanlarınhuzurlu, mutlu iletiÅŸimi güçlü bir yaÅŸam sürdürebilmesini saÄŸladığı için IQ dan daha önemlidir. Ona göre; insanların duygularını doÄŸru yerde doÄŸru ÅŸekilde kullanması yaÅŸamlarını olumlu yönde geliÅŸtirmektedir. Gerek  iÅŸ yaÅŸamında gerekse özel yaÅŸamda baÅŸarılı ve mutlu olmak insanların duygusal zeka becerilerine baÄŸlıdır.Duygusal zeka ile insanların ortak duyguları iletiÅŸim becerileri insanlık anlayışları incelik zerafet kibarlık nezaketv.s gibi yetenekleri tanımlamakta. Ve sahip olduÄŸumuz duygusal zeka düzeyimiz kendimizle ve baÅŸkalaryla olan iliÅŸkilerimizi doÄŸrudan etkilemekte, bir baÅŸka deyiÅŸle duygusal zeka; bir kiÅŸinin duygularını eÄŸitebilmesi ve duygusal anlamda kazanımlarını kendini en iyi biçimde yönlendirebilecek ve baÅŸarıya götürebilecek zeka geliÅŸimi olarakta yorumlanabilir.Duygusal zekaya sahip bireyler kendini tanıyan duygularını düzgün ifade edebilen özgüveni yüksek üretken düÅŸünebilen zorluklarla baÅŸ edebilen olumlu düÅŸünme becerilerine sahip kiÅŸilerdir. Ayrıca etkili dinleyebilir sorun çözebilir ve insanlarla doÄŸru iletiÅŸim kurabilirler.Çalışmalarımı z arasına aldığımız diÄŸer bir konu ise çoklu zeka uygulamalarıdır.HOWARD GARDNER bireylerde zekanın farklı bulunduÄŸunu ve her bir zeka türünün içinde faklılaÅŸan derecelerde yetenek bulunduÄŸunu ileri sürmüÅŸtür.

ÇOKLU ZEKA

Okulumuz TanMaviBeyaz Çocukevindeki çalışmalarımız arasına aldığımız diÄŸer bir konu ise çoklu zeka uygulamalarıdır. HOWARD GARDNER bireylerde zekanın farklı türleri bulunduÄŸunu ve her bir zeka türünün içinde farklılaÅŸan derecelerde yetenek bulunduÄŸunu ileri sürmüÅŸtür.Çoklu zeka  teorisi, kiÅŸisel geliÅŸim alanında ortaya atılmış en önemli teorisidir. Teorinin özü yaÅŸam boyu geliÅŸimi ve öÄŸrenmeyi içerir. Çoklu zeka teorisinin eÄŸitim ve öÄŸretim alanlarında kullanılmasıyla hayatın daha ilk yıllarında öÄŸrencilerimize tüm zekalarını geliÅŸtirebilecekleri etkin bir yol sunmuÅŸ oluruz.Çoklu zeka ile her insanın kendine özgü olan öÄŸrenme yolunu kullanarak en etkili sonucu çıkarabiliriz.Çoklu zeka teorisinin uygulandığı sınıflarda okul, duvarların dışına geçerek yaÅŸama taşınır.ÖÄŸrencilere bir yandan öÄŸrenme potansiyellerini yükseltme fırsatı sunulurken bir yandan da kendilerini tanıma kendine güven etkili iletiÅŸim kurma gibi kiÅŸisel ve sosyal pek çok alanda da geliÅŸim için destek verilir.Çok yakın zamana kadar insan zekasının bütünüyle doÄŸumla kazanıldığı, hayat boyu devam ettiÄŸi ve en önemlisi de bireyle birlikte doÄŸan bu zekanın geliÅŸtirilmesine yönelik hiçbir ÅŸeyin mümkün olmadığı görüÅŸü hakim iken günümüzde insan zekasının yine insanın yapabilecekleri ile ilgili düÅŸüncelerle veya kendisi hakkında sahip olduÄŸu ufkuyla paralellik gösterdiÄŸi kabul edilmektedir.Bu anlayışa göre hangi yaÅŸ ve seviyede olursa olsun insanın zihinsel iÅŸlevleri iyileÅŸtirilebilir ve geliÅŸtirilebilirler. Çünkü gerçekte insan, genelde kullandıkları dışında kendinde var olan yetenekleri tanıyarak ve bunları harekete geçirerek daha zeki olabilmektedir.ÖÄŸrencilerimizin bir insan ve bir öÄŸrenci olarak sahip oldukları belki de tek ortak özellik benzersiz olmalarıdır. Çoklu zekâ kuramı 1983 yılında Howard Gardner tarafından zekâyı tek ve baskın bir yetenek olarak görmekten ziyade, çeÅŸitli ve özel boyutlardan oluÅŸtuÄŸunu öneren bir modeldir.

Gardner biliÅŸsel yeteneklerin geniÅŸ bir yelpazeden oluÅŸtuÄŸunu ve aralarında sadece çok zayıf bir korelâsyonun bulunduÄŸunu savunmaktadır. ÖrneÄŸin, kuram çarpma iÅŸlemini kolayca öÄŸrenen bir çocuÄŸun, bu görevde zorluk yaÅŸayan bir çocuÄŸa göre daha zeki olduÄŸunu söylemez. Basit çarpma iÅŸlemlerinde uzmanlaÅŸmak için zaman harcayan bir çocuk 1) çarpma iÅŸlemini farklı bir yolla öÄŸrenebilir, 2) matematik dışındaki bir alanda üstün olabilir, 3) hatta çarpım sürecini derin bir seviyede anlıyor veya tamamen farklı bir süreç olarak görüyor olabilir. Temelde derin bir anlayış içermesi de yavaÅŸlığa ve çarpım tablosunu hızlı hatırlayan çocuÄŸa bakıldığında potensiyel matematiksel zekâsının gizlenmesine neden olabilir.

Kuram ortaya atıldıktan sonra farklı tepkilerle karşılaÅŸtı. Geleneksel zekâ testleri ve psikometrikler genellikle zekânın boyutları ve farklı görevler arasında Gardner'ın kuramının öngördüÄŸü düÅŸük iliÅŸkiden ziyade yüksek korelasyon bulmakta. Yine de birçok eÄŸitimci kuramın önerdiÄŸi yaklaşımların uygulamalı deÄŸerini destekler.

Howard Gardner tarafından  çoklu zeka kuramı 1980’li yılların baÅŸlarında ortaya atılmıştır. Gardner’e göre bir tek zeka yerine bir çok yetenekten, baÅŸka bir ifadeyle zeka alnından söz edilebilir. zekâyı tek ve baskın bir yetenek olarak görmekten ziyade, çeÅŸitli ve özel boyutlardan oluÅŸtuÄŸunu öneren bir modeldir.

1 Çoklu Zekâ

1- Mantıksal-Matematiks

 2- Uzamsal

 3-Sözel

4- Müziksel

5- VaroluÅŸsal

6- Kinestetik

7- Ä°çsel

8- DoÄŸasal

 9-Sosyal

Gardner bir davranışın bir zekâ olabileceÄŸine dair birçok ölçüt dile getirdi.

Bu ölçütler:

  1. Beyin hasarından beynin korunması potansiyeli,
  2. Evrimsel tarihteki yeri,
  3. Çekirdek etkinliÄŸinin oluÅŸumu,
  4. Kodlamaya duyarlılığı (sembolik ifade)
  5. Farklı gelişimsel devamlılığı,
  6. Bilginlerin, dahilerin ve diÄŸer olaÄŸanüstü insanların varlığı,
  7. Deneysel psikoloji ve psikometrik sonuçlarla desteklenmesidir.

Gardner dokuz yeteneÄŸin bu ölçütleri karşıladığını savunur:

  • Uzamsal
  • Sözel
  • Mantıksal-Matematiksel
  • Kinestetik
  • Müziksel
  • İçsel
  • Sosyal
  • DoÄŸasal
  • VaroluÅŸsal

Mantıksal-Matematiksel

Bu alan mantık, soyutlamalar, nedenleme, numaralar ve eleÅŸtirel düÅŸünmeyle ilgilidir. ÖrneÄŸin, kuram çarpma iÅŸlemini kolayca öÄŸrenen bir çocuÄŸun, bu görevde zorluk yaÅŸayan bir çocuÄŸa göre daha zeki olduÄŸunu söylemez. Basit çarpma iÅŸlemlerinde uzmanlaÅŸmak için zaman harcayan bir çocuk çarpma iÅŸlemini farklı bir yolla öÄŸrenebilir Gardner IQ testlerinin sadece sözel ve mantıksal-matematiksel      yetenekleri ölçtüÄŸünü savunur.

   Uzamsal

Görsel Zekâ

Bu alan görsel-uzamsal yargılar ve zihnin gözüyle görselleÅŸtirme yeteneÄŸiyle baÅŸ eder. Bu zekâ türüne uygun olan meslekler artist, tasarımcı ve mimarlıktır. Uzamsal zekâya sahip bir insanın yap-boz oyunlarında da iyi olduÄŸu görülmektedir.

 

Sözel

Bu alan kelimelerle konuÅŸma veya yazma becerisiyle ilgilidir. Yüksek sözel/dilsel zekâya sahip insanlar için kelimeleri ve dilleri öÄŸrenmek kolay gelir. Okuma, yazma, hikayeler anlatma ve kelimeleri tarihleriyle birlikte hatırlamada iyidirler. Okumaya, not tutmaya, dersleri dinlemeye ve öÄŸrendiklerini tartışmaya eÄŸilimlidirler. Sözel/dilsel zekâya sahip kiÅŸiler yabancı dilleri çok kolay öÄŸrenebilmektedir.

Müziksel

Bireyin müzikle, müziksel ve ritimsel formlarla kendini ifade edebilme, müzik ritimlerini algılayabilme yetenekleridir.

VaroluÅŸsal

Bazı çoklu zekâ kuramı savunucuları ruhsal veya dini zekâyı olası bir zeka tipi olarak önerdi. Gardner ruhsal bir zekânın varlığını kabul etmese de, "varoluÅŸsal" zekânın yararlı bir yapı olabileceÄŸini belirtti. VaroluÅŸsal zekânın hipotezleri ise eÄŸitim araÅŸtırmacıları tarafından keÅŸfedilmiÅŸtir.Sonsuz ve sonsuz küçüklükte duyusal verilerin ötesindeki soruların veya olguların üzerinde düÅŸünme yeteneÄŸi.Bu zekâ türüne uygun kariyer veya meslek gruplarına ÅŸamanlar, rahipler, matematikçiler, fizikçiler, bilim adamları, evren bilimciler ve filozoflar.

Kinestetik

Bir ürünü ortaya koymak, bir problemi çözmek, kendini ve duygularını ifade edebilmek için vücudun bir bölümünü veya tamamını kullanabilme yeteneÄŸidir.

İçsel

KiÅŸinin kendisi hakkında sahip olduÄŸu gerçek bilgi ve anlayış ile uyumlu davranışlar sergilemesi ve kendisini tanıma yeteneÄŸidir.

DoÄŸasal

Doğayı tanıma ve anlama, yaşayan canlıları tanıma, doğanın dengesini anlama, canlıları tanıma ve sınıflandırma yeteneğidir.

Sosyal

Bireyin çevresindeki kiÅŸilerin isteklerini, duygularını ve ihtiyaçlarını anlama, yorumlama ve kiÅŸilerle etkili iletiÅŸim kurabilme yeteneÄŸidir.

Çoklu zekâ kuramının uygulamaları geniÅŸ bir alanı kapsamaktadır. Zorluk yaÅŸayan bir öÄŸrenciyle karşılaÅŸan her çeÅŸit öÄŸretmen çoklu zekâyı bir çerçeve olarak kullanabilmektedir. Genellikle, bu kuramı destekleyenler öÄŸrencilerinin farklı zekâlarını kullanabilmeleri ve geliÅŸtirebilmeleri için fırsatlar saÄŸlamaktadır.

Uzamsal zekâ

Gardner IQ testlerinin sadece sözel ve mantıksal-matematiksel yetenekleri ölçtüÄŸünü savunur. Psikolog Alan S. Kaufman ise IQ testlerinin yaklaşık 70 yıldır uzamsal yetenekleri de ölçtüÄŸünü savunmaktadır.

 

ÇOKLU ZEKA  TEORİSİNİN İLKELERİ

İnsanlar çok farklı zeka türlerine sahiptir,Her insanınaktif olarak kullandığı zekaları ile özel bir karışıma sahiptirler, her insanın kendine göre bir zekası vardır.Zekaların her biri insanda farklı bir geliÅŸim sürecine sahiptir,Bütün zekalar dinamiktir,İnsandaki zekalar tanımlanabilir, ve geliÅŸtirebilir, her insan kendi zekasını gerliÅŸtirmek ve tanımak fırsatına sahiptir, her bir zekanın geliÅŸimi kendi içinde deÄŸerlendirilmelidir, her bir zeka, hafıza dikkat algı ve problem çözme açısından farklı bir sisteme sahiptir,bir zekanın kullanımı esnasında diÄŸer zekadan da faydalanılabilir.KiÅŸisel alt yapı, kültür kalıtım inançlar zekanın geliÅŸimi üzerinde etkiye sahiptir.Bütün zekalar insanın kendini gerçekleÅŸtirmesi yolunda farklı ve özel kaynaklardır.İnsan geliÅŸimini deÄŸerlendiren tüm bilimsel teoriler çoklu zeka teorisini desteklemektedir.Bu bilgiler ışığında çocuklarımızın her birinin farklı bir birey olduÄŸunu her birinin farklı algılama ÅŸekillerine sahip olduÄŸunu ve dolayısıyla  da farklı yansıtma ÅŸekillerine sahip olduklarını biliyoruz.Öyleyse eÄŸitim sistemimizde her çocuÄŸa göre farklı eÄŸitim ve öÄŸretim teknikleri geliÅŸtirmemiz gerektiÄŸi de kaçınılmazdır.Bu anlamda zeka geliÅŸimi açısından çocuklara yapmamız gereken, onlara zengin fırsatlar saÄŸlamak ve onların içsel motivasyonunu desteklemektir. Böylece evrensel boyutlardaki yöntemlerle zeka açısından geliÅŸebilen, duygusal anlamda olgun, gören, duyan, sorgulayan, çözümleyen, üreten, katılan ve paylaÅŸan, sorumluluk taşıyan 21. Yüzyılın insanlarını yetiÅŸtiriyoruz.Özet olarak söylememiz gerekirse, yukarda bahsettiÄŸimiz bu akademik çalışmaların hepsi sadece ve sadece oyun piskolojisi ile gerçekleÅŸtirildiÄŸinden, çocuklarımızın duygusal-biliÅŸsel kiÅŸilik oluÅŸumları da dengeli bir biçimde yapılandırılmaktadır.

Bu yapılanmayı gerçekleÅŸtirirken göz önünden ayırmadığımız en önemli nıkta da ÅŸudur: Çocuklar hem metobolizma olarak, hem zeka olarak parmak izi gibidirler.Hiçbiri diÄŸerine benzemez.